Kitabın lokanta eleştirmenliği ve etik kısmından başlamak istiyorum. Kişisel sempati ve çalışanlarla empati başlıkları beni üzerine düşündürüyor. Mesela gitmekten keyif aldığımız bir barı elle alalım. Benim ilk dikkatimi çeken mekanda insanların rahat ve mutlu oluşu geliyor. Buna özellikle çalışanlar dahil. Sanki etraftaki görünmez o efsun sayesinde mekan, diğerlerinin arasından kolayca sıyrılıyor. Garsonla ayak üstü keyifli bir muhabbet mekana tekrar gitmemi kolaylaştırıyor.
Buna sevdiğim bir müzik ve fiyatların anormal şekilde pahalı olmayışını da eklerseniz tamamdır. Bu matematiği restoran dahil her yere uygulamak mümkün olabillir? Ne dersiniz? Restoran için tat başlığını eklemek mümkün. Kitapta böyle üstüne bizlere fikir jimnastiği yaptıracak bölümler mevcut. Milor’un yayınlamış yazılarından seçmeler, yurt dışı tadım deneyimleri ve kişisel aile tarihi de kitapta yer alıyor.
Şişedeki Balık Soruyor?
Eğer okumaya rakı kültüründen başlamak ist...
Devamını Oku
Namı diğer Meleklerin Payı’nın kurucunun yazdığı ki...
Devamını Oku
Amerikaların Bourdain’i varsa bizimde yemek kü...
Devamını Oku
İşte benim adamım. İyi bir şeften öte gerçek ...
Devamını Oku
Amerikaların Bourdain’i varsa bizimde yemek kültürü ve hayat üzerine düşünen...
Devamını Oku
Hemen kitap ile ilgili güncellemeyi verelim. İkinci baskısı çıkan kitapta...
Devamını Oku
İçki hikayelerini seviyorsanız bu kitap tam size göre. Birisi bitmeden...
Devamını Oku
Hızlıca okunabilecek minik bir cep kitabı. Okuması kolay ve çizimler...
Devamını Oku